İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin … Barış” temasının hâkim olduğu 2025-2026 repertuvarını Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlediği bir basın toplantısıyla basın mensupları ve kültür-sanat camiasıyla paylaştı.
1 Ekim’de açılacak yeni tiyatro sezonunda tiyatroseverleri Yaşar Kemal’den Friedrich Dürrenmatt’a, Musahipzade Celal’den Haldun Taner’e klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.
İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’in 2025-2026 repertuvarını paylaştığı toplantıya; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel, Kültür Daire Başkanı Tolga Volkan Aslan, Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Emrah Özertem, Tankut Yıldız, Özgür Dereli, Müdür Yardımcıları Nilüfer Batmaz ve Berna Beyazkılınç Tezcan, Başdramaturg Dilek Tekintaş katıldı.
Perdelerimizi Umuda, Barışa Açıyoruz!..
Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever sözlerine repertuvar vizyonundan bahsederek başladı:
“111 yıllık bir sanat yolculuğunun, perdelere sinmiş repliklerin, onca şahitliklerin, zengin bir tiyatro repertuvarının, hayallerin, emeklerin ve bin bir emekle hazırlanan oyunların bilgeliğiyle, heyecanıyla ve umuduyla perdelerimizi yeniden, her dem yenilenerek açıyoruz.
Geçtiğimiz sezon iki yıllık açıkladığımız, “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin… Barış” teması, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun repertuvar vizyonunu oluşturuyor.
Bir sanat kurumu olarak geçtiğimiz yıl yaptığımız barış çağrısı, bu yıl yaşananlar göz önüne alındığında daha bir anlamlı hale geldi. Dünyanın daha güzel bir yer haline gelmesi, insanlığın doğayla, bütün canlılarla, çevreyle, kendisiyle ve ilişki içinde olduğu bütün dünya ile barış içinde olması, içimizde taşıdığımız umuttu.
Bu umutla, Barış vizyonumuzun bir yansıması olarak oluşturduğumuz repertuvarımıza aldığımız yeni oyunlarımızı seyircimizle buluşturacağız.
Bizim mesleğimiz tiyatro. Bu meslek, bütün sanat dalları arasında her zaman öncü olmuştur. Sahnelenen oyunları, dünya tarihinin alternatif bir özeti olarak görmek de mümkündür. Bizim mesleğimiz, gerçeği örtmez, hakikati gizlemez, yalanı, riyayı, kötülüğü ifşa eder. Bizim sahnede canlandırdığımız roller, usta terzilerin diktiği elbiseler gibidir. Her çağda sahibini bulur. Bizim mesleğimiz, iyinin, güzelin, doğrunun yanında kalarak, perdelerini her zaman umuda, aydınlığa ve geleceğe açar.
“İstanbul Klasiklerle Buluşuyor” temasıyla oluşturduğumuz repertuvarımız, “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin … Barış” repertuvarıyla zenginleşiyor. Ve biz, 111. yılımızda üstlendiğimiz tarihi misyonun her zaman farkında olarak, ustalarımızdan devraldığımız değerleri yaşatarak, bir sanat kurumunu geleceğe taşırken, bugünün kürsüsünde sözün iyisini, doğrusunu ve güzelini söylemenin de sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz.
Yurt İçi ve Farklı Ülkelerdeki Tiyatrolarla Sanatsal İşbirliklerimiz Devam Edecek
İşsever sözlerine başarılı geçen 2024-2025 sezonundan bahsederek devam etti:
“Bu sorumlulukla başlattığımız BÜYÜK TÜRKİYE TURNESİ, İstanbul ve yurt içi turnelerimizle devam edecek.
Kütüphane etkinliklerimiz, çocuklarımızla buluşmanın eşsiz adresi oldu. Bu söyleşi ve atölye çalışmalarımız devam edecek. Yurt içi ve farklı ülkelerdeki tiyatrolar ile sanatsal işbirliklerimiz devam edecek.
Tiyatroda alanında yetkin insanlar çok keyifli bir yolculuğa girecekler. Çocuklar bizim kırmızı çizgimiz. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki kütüphaneleri seçtik. Sevgili Dilek Tekintaş dramaturginin başında. O kadar güzel bir program yapıyor ki 2 senedir bu etkinlikleri gayet güzel sürüyor. Çocuklarımızı alanında yetkin insanlarla buluşturmak bizim gibi köklü tiyatroların işi diye düşünüyorum.
Şehrin Tiyatrosu olarak, bu kadim şehirde perdelerimizi açmanın, yüzde 95 memnuniyetle seyircilerimizi salonlarımızda ağırlamanın ve onlara her zaman Türk ve dünya tiyatro repertuvarının en seçkin örneklerini seyrettirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Bu şehre, bu ülkeye ve en geniş anlamıyla insanlığa karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz.
10 Kasım’da Atatürk’ü “Merhaba Çocuk” ile Anacağız
İşsever “Bu Memleket Bizim” oyunundan bahsederek sözlerine devam etti:
“Bu sorumlulukla, kurumumuzun bütün mevcuduyla sahnede olduğu “BU MEMLEKET BİZİM” oyunumuz, her sahnelendiğinde, seyircimizle oyuncularımızı, sahneyle salonu, tarihle bugünü buluşturdu. Hafızamızı tazeledi. Tiyatromuzun, herkesin bir arada olduğu çok keyifli bir çalışma oldu. Bu açıdan da Şehir Tiyatrosu için çok kıymetli.
Şimdi Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü çocuklarımıza anlatmak için “MERHABA ÇOCUK” başlıklı bir oyunu sahnelemeye hazırlanıyoruz. 10 Kasım’da bu anlamlı oyunumuzu, dört sahnemizde eş zamanlı olarak, çocuklarımıza sunacağız. Bu konuyla ilgili bilgiyi size Dilek Hanım versin.
Atamızın Çocukluğunu Anlatan Oyun “Merhaba Çocuk”
Söz alan Başdramaturg Dilek Tekintaş “Merhaba Çocuk” oyununu tanıttı:
“Bugüne kadar yapılan her anma etkinliğinde olduğu üzere gözü yaşlı yaklaşımların aksine yeni bir yol seçmeye karar verdik. Dramaturji biriminden Gökhan ve Ergün arkadaşımın oluşturduğu konsept ile birlikte, Ayşegül Hanım’ın talebi de çok önemliydi bizim için. Gökhan Aktemur şu anda yazıyor oyunumuzu. Yetim Mustafa’dan Ulu Önder’e nasıl gelindiğinden öte belgelerle bildiğimiz bütün o Kurtuluş Savaşı’ndan ölümüne kadar geçen süre yerine biz dehasını ilk sezdirdiği çocukluk dönemini ele alan bir oyuna karar verdik. O oyunun içinde aslında çocuk dünyasının ne çok şey barındırdığını, ne çok beceriyi, ne çok iradeyi barındırdığını anlatan gerçek olaylardan güzel bir oyun kurguladık. Yiğit Sertdemir yönetmenliğini yapacak. Çeşitli sahnelerde ekipler bunu sahneleyecekler. Ücretsiz gösterilecek. Adı “Merhaba Çocuk”. Atamız da samimi ortamlarda “merhaba çocuk” diye seslendiği için çocuklara içten bir merhaba demek istiyoruz. Üzüntüyle anmak yerine iyi ki doğdun, iyi ki hayatımızdaydın. Senin çocukluğunun, biriktirdiklerinin, bir ülkeyi, bir toplumu nasıl şekillendirdiğini aktarmaya devam edeceğiz.”
“İstanbul Şiirle Buluşuyor” Bu Sezon da Gençlerle Buluşmaya Devam Edecek
“İstanbul Şiirle Buluşuyor” etkinliklerinden bahseden Ayşegül İşsever:
“İSTANBUL ŞİİRLE BULUŞUYOR” başlığıyla duyurduğumuz etkinliklerimiz yeni sezonda da devam edecek. Şiir bu şehre çok yakışıyor. Tarihi boyunca şairlere, yazarlara ilham olmuş İstanbul’da şiirin sahnede yerini bulmasını çok önemsiyoruz.
İBB Miras tarafından İstanbul’a kazandırılan tarihi mekanlarda şiiri buluşturmak için ortaklaşa İBB Kültür’le bir proje hazırlıyoruz. Volkan Bey’le bu etkinliklerin planlamalarını yapacağız. Şiiri unuttuk.
Gençlerin özellikle bunu seyretmesini istiyoruz. Kim demiş gençler şiirle ilgilenmiyor diye.
Büyük bir ilgi oldu. Meydan Sahne’de gerçekten ilgi çok yüksek oldu. Dolayısıyla bunu daha büyük alanlara taşımayı planlıyoruz. Gençlerle ciddi bir iletişim gerçekleştirdik. Bunu nerden anlıyoruz. Seyircimizde ciddi oranda bir artış var.15 ile 35 yaş arası çok genç bir kuşak bizi takip ediyor. Seyircimiz yüzde 40 gençleşti.
Yeni sezonda turnelerimiz devam edecek. Çünkü sanatın erişilebilir olması, bir sanat kurumu olarak varlık amacımız ve vizyonumuzun önemli bir parçası. Ülkemizin ve şehrimizin önemli marka sanat kurumu olarak, farklı seyirci topluluklarıyla buluşmak için, turneleri çok önemsiyoruz.
Yurt içi ve yurt dışından sanat kurumlarıyla başlattığımız işbirliği sürecini yeni sezonda da devam ettireceğiz.
Yenibosna’da çok güzel bir sahne olan Enver Ören Sahnesi bütün altyapısıyla duruyor. Çok yakın bir zamanda biz tüm o bölgede yer alan kişilere “Fosforlu Cevriye”yi götürüyoruz. 2 gün boyunca orada bulunan halka çok keyifli bir müzikal izleteceğiz.
Yeni Repertuvar Seyircilerimizi Bekliyor
Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Tankut Yıldız yeni oyunları tanıttı:
Friedrich Dürrenmatt’ın yazdığı Bir Ziyaret, Musahipzade Celal’in yazdığı Haramiler, Ray Cooney – Gene Stone’un yazdığı Kahvaltıya Kalsana, Ludmilla Razumovskaya’nın yazdığı Sevgili Yelena Sergeyevna, Donald Marguiles’in yazdığı Öylece Durur Zaman, Yağmur Topçu’nun yazdığı Gölge, Dennis Kelly’nin yazdığı Öksüzler önümüzdeki aylarda sahne alacak.
Ayrıca Deli İbrahim, Üç Kuruşluk Opera, Misafir ve çocuk oyunlarımız Merhaba Çocuk, Pal Sokağı Çocukları, İtfaiyecinin Sırrı, Momo sahnelenmesi planlanan oyunlarımız arasında yer almaktadır.
Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi Birçok Projeye İmza Attı
Söz alan Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Emrah Özertem:
“ÇGSM (Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi) Emre Koyuncuoğlu yönetiminde kurum içi ve kurum dışına yönelik uluslararası düzeyde birçok projeye imza attı.
Slovenyalı dünyaca ünlü çağdaş oyun yazarı Rok Vilenik’ in absürd komedi yazarlığı üzerine yaptığı Yazarlık Atölyesi,
Dünyaca ünlü Işık ve Ses Tasarımcısı Hans Peter Kuhn’un Ses ve Işık Rejisi Atölyesi,
Junko Wada’ nın verdiği Performans Atölyesi,
Alisa Mello’ nun Çağdaş Sahne için Kukla Üretimi ve Kullanımı Atölyesi,
Mimar Sinan Üniversitesi Çağdaş Dans Bölümü ile birlikte projelendirilen Dans ve Hareket, Beden Farkındalığı Atölyeleri,
Çiğdem Erken’in oyuncularla gerçekleştirdiği Ses Atölyesi,
Bir Sosyal Sorumluluk projesi olarak 3. yılına giren Kadınlarla Güçlenme Atölyeleri. Bütün bu ve benzeri projelerimiz bu sezonumuzda da büyük bir hızla devam edecektir.”
İşsever yeni sezona dair temennileriyle sözlerine son verdi:
“Biz, bütün çalışma arkadaşlarımızla, yaz boyu çalışarak, provalar yaparak, yeni sezonun hazırlıklarını tamamladık. Salonlarımız, sahnelerimiz ve oyunlarımız yeni sezona hazır.Biz, hazırız…
Başta Güzellikler Evi İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda emek veren arkadaşlarımıza, sanatın bütün alanlarında ter döken tüm paydaşlarımıza iyi sezonlar diliyorum.
Ve yeni sezonu heyecanla bekleyen bizim güzel seyircimize, en özel ve içten teşekkürümü iletiyorum.
Yolumuz, ufkumuz, dileğimiz BARIŞ olsun!..”
Şehir Tiyatrosu Yalnızca Bir Sahne Değil; Sanatın, Kültürün, Eğitimin, Diyaloğun ve Umudun da Kalbidir!
Basın toplantısı, Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu’nun konuşmasıyla devam etti:
Sayın konuklar, değerli basın mensupları, kıymetli yol arkadaşlarım, sevgili İstanbullular;
Bugün, 111 yıllık tarihiyle Darülbedayi’den doğup “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları” adıyla varlığını sürdüren bu büyük çınarın yeni sezon açılışında bir aradayız. Hepiniz hoş geldiniz.
Bu sezonu sizlerle birlikte açıyor olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu salonda hissettiğimiz tarih, emek ve sorumluluk; Cumhuriyet’ten de eski bir mirası omuzlarımızda taşıdığımızın en güçlü işaretidir. Her perdede, her provada, her alkışta bu miras yeniden canlanıyor, bizlere yeni bir heyecan aşılıyor.
Bizden önce bayrağı taşıyan değerli mesai arkadaşlarımızdan devraldığımız emaneti daha da ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çünkü Şehir Tiyatrosu yalnızca bir sahne değil; sanatın, kültürün, eğitimin, diyalogun ve umudun da kalbidir!
Bizlerde bu umudu diri tutmak için geçtiğimiz sezon:
40’ın üzerinde turne gerçekleştirdik,
İBB Kütüphanelerinde farklı yaş gruplarından çocuklarla 49 etkinlik düzenledik,
32 kurumla iş birliği yaparak ortak organizasyonlara imza attık,
Toplam 1779 etkinlikte yaklaşık 650 bin kişiye ulaştık.
Harbiye Açıkhava yaz oyunlarımız yine ilgiyle izlendi. Ardından yaz boyunca sahnelerimizi yeniledik, yeni oyunlarımızın hazırlıklarını başlattık.
Ayrıca, aldığımız ISO 9001 ve ISO 10002 belgeleriyle sanat üretiminde kaliteyi, seyircimizle iletişimde memnuniyeti uluslararası standartlara taşıdık.
Göreve geldiğimiz günden bu yana; özlük haklarından alım süreçlerine, insan kaynakları vizyonundan kurumsal gelişime kadar pek çok sorunu çözdük. Karşılaşabileceğimiz engelleri aşarak Şehrin Tiyatrosu’nu daha güçlü kılmak için kararlılıkla çalıştık.
Sanatsal, teknik ve idari kadrolarımızla; büyük prodüksiyonlarımız, yerleşik sahnelerimiz, İstanbul içi, yurt içi ve yurt dışı turnelerimizle köklü bir yapıyı ayakta tutuyoruz. Ve biliyoruz ki bu dev kurumun hareket kabiliyeti, sahnedeki alkış kadar sahne arkasındaki alın teriyle de büyüyor. Buradan huzurlarınızda sanatsal kadrolarımıza, teknik ekibimize, adeta bir fabrika gibi çalışan atölyelerimize ve idari kadrolarımıza teşekkür etmek istiyorum.
Bizim emeğimiz, gayretimiz ve inancımız; bu güzide sanat kurumunun bir sonraki yüzyılda da tiyatronun ve sanatın en öncü temsilcilerinden biri olarak varlığını sürdürmesi içindir.
111. yılında perdelerimiz yeni bir umutla açılıyor! Teşekkürlerimle…
Şehir Tiyatroları Aynı Zamanda İstanbul Gibi Tarihi Bir Kentin de Ana Damarlarından Bir Tanesi
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel yaptığı konuşmasında:
“Çok heyecan duyduğumuz bir an. Ayşegül Hanım özelinde bütün tiyatro emekçilerini sizlerin huzurunda selamlamak isterim. Gerçekten çok büyük bir emekle bu hizmeti İstanbul’a veriyorlar. Bizim çalışma sürecimizde çok önemli bir nokta Şehir Tiyatroları. Şehir Tiyatroları aynı zamanda İstanbul gibi tarihi bir kentin de ana damarlarından bir tanesi. Ben yaklaşık 16, 17 yıldır kesintisiz şekilde tarihi alanlarda çalışıyorum. Restorasyon süreçlerini yönetiyorum ve tarihi alan düzenlemeleri üzerine projelerde yer alıyorum. Bu süreç içerisinde belki dünyanın aksine Türkiye’nin geç fark ettiği, tarihi bir kenti değerli kılan aslında tek başına taş, tuğla ve duvar değil, insanın varlığıdır. Şimdi burada da sol taraftaki (büyük ustaların fotoğraflarının yer aldığı) duvarı görünce gerçekten Türkiye’nin ne kadar zengin bir insan kaynağına sahip olduğunu hatırlıyorum. Özellikle kültür ve sanat alanında o kadar özel isimler geldi geçti ki…
Cumhuriyet’in Osmanlı’dan miras aldığı tarihi bir kurumun içerisindeyiz. Şehir Tiyatrolarının 111. yılındayız. Onun için İstanbul gibi dünya öncüsü tarihi bir kentin, bu tarihi kimliğini veren, Şehir Tiyatroları gibi köklü kurumların yarına aynı mirasla ama günceli de yakalayarak devam etmesinin çok değerli olduğuna inanıyorum. Bugünkü basın toplantısını da çok değerli bulduğum için heyecanla takip ettim. Ayşegül Hanımlar Yaşar Kemal’in çok özel bir sözüyle başlangıcı yaptılar. Şu zor günlerde o kadar anlamlı bir tercih olmuş ki, teşekkür ediyorum bu tercihlerinden dolayı. Hepimizi duygulandıran bir dönem.
İBB Miras, İBB Kültür ve Şehir Tiyatroları uyumlu bir süreç geçiriyor. Çok da özel projeler ortaya koyuyor. Bence önümüzdeki yıl yapacağımız basın toplantısının çok daha heyecan verici bir yönü olacak. İstanbul’da 3 sahnemiz daha açılacak; Fatih Reşat Nuri Sahnesi, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi ve Beyoğlu’nda Muammer Karaca Tiyatrosu perdelerini açmaya hazırlanıyor.
Takımımızın lideri Ekrem İmamoğlu kültür ve sanat konusunda oldukça duyarlı bir başkanı ve sevgili dostum, başkanımız, beraber uzun yıllar çalıştığım, kültür ve sanat alanında önemli bir birikime sahip olan Mahir Polat’a buradan atıf yapmak durumundayım. Çok teşekkür ediyorum. Yeni sezonumuz hayırlı olsun.”
Basın toplantısı seyirci ve basın mensuplarının sorularıyla sona erdi.
2025-2026 Tiyatro Sezonunun Yeni Oyunları
BİR ZİYARET
Gençliğinde yaşadığı aşk ilişkisinde hamile kalan Claire, sevgilisi Alfred’in daha varlıklı bir kız için kendini terk etmesinin ardından kasabadan kovulmuştur. Kırk yıl sonra Claire, yaptığı evliliklerle son derece zenginleşmiş Bayan Zachanassian olarak kasabaya dönmüştür. Yoksulluğa düşmüş kasaba halkına bir servet vadeder ama bir şartı vardır; İntikam. “Bir Ziyaret” paranın satın alma gücünün karşısında yozlaşan ahlakı, toplumsal ikiyüzlülüğü trajikomik bir dille sahneye taşıyor. Friedrich Dürrenmatt’ın yazdığı, Zahide Gökberk’in çevirdiği, Yıldırım Fikret Urağ’ın yönettiği oyunda Aslı Akın Narcı, Aslı Menaz, Aslı Şahin, Berk Samur, Buğra Can Ildırışık, Burhan Yeşilyurt, Caner Bilginer, Cengiz Tangör, Cüneyt Arda Pamuk, Çağlar Ozan Aksu, Elyesa Çağlar Evkaya, Ergun Üğlü, Fatih Aksüt, Gökhan Eğilmezbaş, Gülsüm Alkan, Hakan Gümüş, Mehmet Avdan, Musa Arslanali, Müge Çiçek, Nagehan Erbaşı, Neşe Ceren Aktay, Ömer Naci Boz, Özgür Efe Özyeşilpınar, Selim Can Yalçın, Şebnem Köstem, Yalçın Avşar, Yasemin Güvenç, Yılmaz Aydın rol alıyor.
SEVGİLİ YELENA SERGEYEVNA
İdealist ve ilkeli matematik öğretmeni Yelena Sergeyevna mütevazı evinde annesiyle birlikte yaşamaktadır Okul dışında uzun süredir hasta olan annesiyle de ilgilendiği rutin bir günün sonunda evinin kapısı çalınır. Öğrencileri o gün doğum günü olan öğretmenlerini kutlamak için ellerinde çiçekler ve hediyelerle kapıda durmaktadır. İlk bakışta oldukça sıradan bir kutlama olarak başlayan gece ilerleyen saatlerde bambaşka bir boyut alır. Etekteki taşların dökülmesi ile bu sürpriz ziyaretin masum bir kutlamadan fazlası olduğu ortaya çıkar.
Sovyetler Birliğinde geçen ve Perestroyka’nın ilk yıllarında kaleme alınan oyun, etik çöküşün eşiğindeki bir toplumu mercek altına alıyor. Değerler çatışması ve bireysel çıkarlar uğruna neler yapılabileceği başta olmak üzere bugün hala varlığını koruyan pek çok soruna da ışık tutmayı ihmal etmiyor.
Ludmilla Razumovskaya’nın yazdığı, Belgi Paksoy’un çevirdiği, Bora Seçkin’in yönettiği oyunda Hazal Uprak, Ayşecan Tatari, Direnç Dedeoğlu, Elyesa Çağlar Evkaya, Cihat Faruk Sevindik rol alıyor.
ÖYLECE DURUR ZAMAN
Sarah 40’lı yaşlarının başında bir basın fotoğrafçısıdır, uzun yıllar başta Ortadoğu olmak üzere pek çok savaş bölgesinde çalışmıştır. Sarah Irak’ta bulunduğu sırada çok yakınında patlayan bir bomba sonucu yüzünden yaralanmış, kısa bir tedavinin ardından ülkesine dönmüştür. Şimdi uzun zamandır ayrı kaldığı evinde erkek arkadaşı James ile beraberdir. Her şeyin yolundaymış gibi devam ettiği birkaç günün sonunda çiftin görmezden gelmeye çalıştığı sorunlar gün yüzüne çıkmaya, ilişkilerini biçimlendirmeye başlar.
Pulitzer ödüllü yazar Donald Marguiles tarafından kaleme alınan oyun, Çevresindeki gelişmelere duyarsız bir topluma eleştirinin yanı sıra bireylerin iç hesaplaşmalarının da taze tutulduğu oyun pek çok konuda seyircinin de kendini sorgulamasını sağlamaktadır.
Donald Marguiles’in yazdığı, Irmak Bahçeci’nin çevirdiği, Mehmet Ergen’in yönettiği oyunda Mert Tanık, Murat Coşkuner, Pervin Bağdat, Sevil Akı rol alıyor.
HARAMİLER
Haramiler, Musahipzade Celal’in üç farklı oyunundan oluşturulan bir uyarlamayla, halkın başına musallat olan harami yöneticiler ekseninde gelişen olayları, modern bir bakış açısı ve hicivle sahneye taşıyor.
Musahipzade Celal’in yazdığı, Engin Alkan’ın uyarlayıp yönettiği oyunda Elçin Atamgüç, Zafer Kırşan, Pelin Budak, Eyşan Dönmez, Yusuf Akçay, Müslüm Tamer, Aslı Nimet Altaylar, Enes Mazak, Melih Tuma, Emre Ertunç, Göksel Arslan, Damla Cangül Yiğit, Reyhan Karasu Yaykın rol alıyor.
ÖKSÜZLER
Yazan: Dennis Kelly
Çeviren: Selin Girit
Çağdaş İngiliz tiyatrosunda toplumsal yaşama dair eleştirel yaklaşımıyla tanınan Dennis Kelly, dışarıdaki kirlenmiş ve tehlikeli dünyaya rağmen mutlu aile hayatı kurmaya çalışan çiftin hayallerinin bir gecede nasıl alt üst olabileceğini gösteriyor. Aile, kadının erkek kardeşi tarafından kriminal bir olayın içine çekiliyor. Çember daraldıkça insan tabiatının karanlık yönleri ortaya çıkmaya başlıyor; bütün bireysel değerler ve aile bağları çözülüyor. Ahlakın, vicdanın, sadakatin, iyilik ve kötülüğün sınırları çarpıcı olay örgüsü etrafında sorgulanıyor.
Gençlik Günleri “İç Yapımlar” kapsamında genç oyuncularımızın hazırladığı oyun 2025 sezonunda repertuarımıza kazandırıldı.
GÖLGE
Yazan: Yağmur TopçuBir insanın düşünceleri davranışlarını ne kadar etkileyebilir? İç sesimiz olmadan yaşayabilir miydik? Peki bazı düşüncelerimiz başka bir kişi olarak karşımıza dikilseydi ne olurdu? Oyun, Carl Jung’un “gölge” kavramı ekseninde oyunculuk eğitimi almış bir kadının iç dünyasıyla, mesleğiyle, sosyokültürel çevresiyle olan çatışmalarını sahneye taşıyor.
KAHVALTIYA KALSANA
Yazan: Ray Cooney – Gene Stone
Çeviren-Uyarlayan: Ragıp Yavuz
Nurettin orta yaşın üzerinde, kendi halinde, içine kapanık, tutucu bir memurdur. Evinin üst katında yaşayan gençlerin kavga sesleri duyulur. Ardından kapısı çalınır ve hamile bir kadın ondan yardım ister. Nurettin’in evinde misafir ettiği genç kadının doğum yapmasıyla gelişen olayların konu edildiği oyun; farklı hayat görüşüne sahip bu iki insanın çatışmalarını, anlaşma çabalarını eğlenceli bir dille sahneye taşınmaktadır.